22 Haziran 2014 Pazar

"Düşüş-LAUREN KATE" Kitap Yorumu



Kitap Adı: Düşüş
Özgün Adı: Fallen
Seri Adı: Düşüş Serisi
Yazar Adı: Lauren Kate
Çevirmen Adı: Eren Abaka
Yayınevi: Epsilon
Sayfa Sayısı: 379


Arka Kapak

Stephenie Meyer'in Alacakaranlık serisinden sonra
Lauren Kate'nin kusursuz yabancılarına...Meleklerine aşık olacaksınız.

"Çekici, büyüleyici ve kokutucu"
P.C CAST, Gece Evi serisinin yazarı

Luce Daniel'ı gördüğü an tuhaf ama tanıdık bir hisle sarsıldı. Onda bilindik bir şeyler vardı. Yeni okuluna adımını attığı ilk gün onun diğerlerinden farklı olduğunu anlamıştı. Fakat Daniel anlaşılmaz bir şekilde ona karşı mesafeliydi. Luce ise pervane misali ateşe taparcasına onun çekim alanına girdiğini biliyordu. Hislerinin peşine düşüp gerçeklerle yüzleşmeye hazır mıydı? Küçücük bir sır hayatlarını ne yönde değiştirecekti? Cevaplar gerçekleri anlamlandırmada yeterli olacak mıydı?

Kaderinizdeki kişiyle asla birlikte olamayacağınızı düşünün...
Bir ömür boyu birbirinizi bulup bulup yitirdiğinizi...
DÜŞÜŞ sonsuzluğa dokunan tılsımlı bir düş gibi sizi
derinlere çekecek...





Benim Yorumum


     Bir kitap bu kadar güzel olamaz. Cideen mükemmeldi. Tamam belki biraz abartıyor olabilirim ama gerçekten çok sevdim kitabı.

      Yazar Luce'nin gittiği okul olan Sword&Cross'u gerçekten çok iyi betimlemiş. Bence tam bir Harry Potter kaçkını bu okul. 

      Sword&Cross bir nevi suçlular okulu gibi bir yer. Araba mı çaldınız? Mahkemeye çıkar ve mahkeme kararı ile okulunuz değiştirilir. Gideceğiniz yer Sword&Cross olur. 

      Okulun adı sadece bana mı garip geliyor? 6845373487378 sayısını okuyormuş gibi hissediyorum okulun adı geçtiğinde. Sword&Cross. Aynı 6845373487378 sayısında yaptığım gibi okuyormuş gibi yapıp atlıyorum. Çünkü adı garip. 
       Sword&Cross bir nevi meteor yağmuruna uğramış okul tanesi. İçerisi taş kaynıyo.  -gerçi kitapta sadece iki erkekten bahsediliyor ama benim aklımda cidden öyle canlanıyo.(Belki aralarda başka geçer erkeklerde vardır. Şu an hatırlamıyorum.)- 

       Kitapta o çoğu fantastik, içi bol bad boy dolu olan kitaplarda sıkça rastlandığı gibi komik dialoglar pek fazla yok. Ama bu beni sıktı mı? HAYIR. Kocaman bir şekilde kesinlikle hayır. Kitap cidden akıcı. Fazlasıla. Sadece hani o sonlarda olan büyük savaşların ardından durgunlukla karışan duygu seli gelir ya işte o anlar kitabın en sıkıcı yerleri. Kitabın sonu. İşte bu yüzden kitapların sonlarını sevmiyorum. Tabi kitabın bitmesi çok ayrı bir mesele. O konuya ne kadar üzüldüğüm hakkında saatlerce yazı yazabilir, hatta seminer bile verebilirim.



              

              Kitapta ciddi bir aşk üçgeni var galiba emin değilim. Cam'in ne hissettiğini gerçekten anlamadım. Aşk üçgenlerini de tıpkı sonlar gibi sevmem ama bu kitapta sevidim. 
               Cam kızın peşinden koşan yeşil gözlü, dolgun pembe dudaklı, karizmatik ve fazlasıyla kitap gayet kolay ulaşılabilir popüler ve görüşte iyi çocuk olan bir bad boy. 
               Daniel ise gri gözlü, ince dudaklı ulaştılması zor bad boy gibi gözüken iyi çocuk. 
               NEDEN BU KADAR KAFA KARIŞTIRIYORSUNUZ. İSYAN. İKİSİ DE BENİM OLSUN. BİRİ BENİM DİĞERİ AYNI RUHU PAYLAŞTIĞIM KLONUMUN. Tamam fazla uçtum. 

               Peki kitabın aklımda bıraktığı soru işaretleri neler?
               Birincisi kitabın en başından beri aklımda olan soru. Luce neden gölgeleri görüyor?  İkincisi ise Daniel, Luce'ye her şeyi kendisinin öğrenmesi gerektiğini söyledi neden? Neden her şeyi anlattıklarında kız kaldıramıyor ki? Bırakın neyi kaldırıp kaldıramayacağına kendi karar versin size ne. s.s.s

            Kitabı bu kadar övdükten sonra 3-5 alıntı vermezsek olmaz :DD


ALINTILAR

  Luce, Arriane'e doğru döndü. "Bu okulda herkes neden bu kadar tuhaf?"
  "Bunu hakaret olarak kabul etmeyeceğim" dedi Arriane. Bu arada plastik tepsisini almış bir tane de Luce'a uzatıyordu. "Ve sana kafeterya koltuğunu seçme sanatından bahsedeceğim. Bilirsin, asla onun yakınlarına oturmak... Luce dikkat et!"
(Luce- Arriane, s. 47-48)


"Pekala, İntikam meleği mi yoksa sarılmış sevgililer mi?"
(Arriane-Luce, s. 77)


"Ovu-Ovucaz" dedi Arriane neredeyse şakıyarak. "Kendimi onlara banyo yaptırıyormuş gibi hissediyorum ve bu çok hoşuma gidiyor." Böylece devasa meleğe tırmanmaya başladı ve sanki tüm bu şey sebatkar eski bir meşe ağacıymış gibi heykelin yıldırımı engelleyen kolunun üstüne çıktı.
(Arriane-Luce, s.78)


Luce... Lucifer... Sence bir alakası var mı?
(Molly-Luce, s.158)


15 Eylül: D'den tanışma niyetinde orta parmak 
16 Eylül: Heykel devrilmesi, korumak için elini başıma koyması (alternatif olarak sadece kaçmak için yolunca çekmeye çalışması); D'nin ani kaçışı
17 Eylül: D'nin başını sallayışını Cam'in partisine katılmamı önerdiği şekilde yanlış yorumlama ihtimali. D&G'nin ilişikisin rahatsız edici bir şekilde keşfedişim. (hata?)
   
     Bu şekilde yazıldığında sadece utanç verici bir listenin başlangıcıydı.
(s.297-238)


"Pekala...Birbirimizin kitaplarını da deviridğimize göre bir sonraki adım onları toplarken kazara ellerimizin birleşmesi değil mi?"
(Cam-Luce, s.239)


"Seni düşünüyordum" dedi Cam. "Seni görmek istiyordum. Anma töreninde seni bekkledim ama birileri bana gittiğini söyledi."
(Cam-Luce, s.240)


Luce-Daniel replik bulamadığım için üzgünüm. Çoğu spoilder değerinde olamayanlarda gözüme çarpmadı ya da öncesi olmadan çok anlamsız kaldı. Okuyup görün. :DD


Puanlama:




2 yorum:

  1. Evet o okulun ismini bende hep es geçtim. Ilk kitap çok güzeldi,ikincisi idare eder,üçüncüsü sıkıcı, dördüncüsü bitsin artık :D yinede güzel bir seri. Çerez niyetine...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten mi? Ben en çok son kitap için heyecalanıyordum. Luce Daniel ile olmayacağını anlar falan diye hiç ümidimi kesmeyip son kitaba bağlamıştım tüm umutları. O kadar mı kötü :/

      Sil

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...