23 Haziran 2014 Pazartesi

"Bukre-KAHRAMAN TAZEOĞLU" Kitap Yorumu

                            

                            
Kitap Adı:  Bukre
Kitap Yazarı: KahramanTazeoğlu
Yayınevi: Destek Edebiyat
                    



Arka Kapak


Güzellik, bakmayı bilen gözdedir sevgilim. Artık kendime layık olanı seçebiliyorum sayende. Bir insanın gözlerine bakıp, kalbini görebiliyorum her seferinde. Eskisi gibi değilim. Neden mi senden çok daha öndeyim? Herkesin dünyası kendi gördüğü kadardır sevgilim. Sen önüne bakarken, ben uzakları ezberledim. Sen olup bitenlerle ilgilenirken, ben olmayanın izindeydim.

Çivi çiviyi sökermiş, yalnızlığı kanatan hüzünlü şarkılar, yalnızlığa iyi gelirmiş. İşte ben bu şekilde hayata karşı direndim. Keşke bana akıl vereceğine, aklımı alacak kadar beni sevseydin. Ben, bir çocukluk edip büyüdüm işte! Sen büyümüşsün ama doğmamışsın bile. 

Ben, senin doğrundum sevgili. Ötekiler gelip geçerdi. Sen doğru olanı değil, geçerli olanı seçtin. Terk etmek kazanan olmaya yeter zannettin.

Bana, bir veba busesi bırakıp gittin; bak şimdi yerini başkaları aldı. Bu aşkın vebası sende, busesi bende kaldı. Seçtiğin yolda sana mutluluklar diliyorum. Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum… Ama alışacaksın biliyorum.



Benim Yorumum


     Kahraman Tazeoğlu gerçekten harikalar yaratmış. Kitap öyle ustaca yazılmış ki. Gerçi pek sadece bir dili olduğunu söyleyemem ama zaten kitabın özelliği de bu :DD. 
  
     Edebi sanatları gerçekten ustaca kullanmış. Bazen Bukre-Selim dialoglarını anlamak için tekrardan okuma gereği duydum. Kelimeler o kadar kaliteli ve düzgünce seçilmiş ki insanı gerçekten kendine hayran bırakıyor.

     Doğruyu söylemek gerekirse en başlarda gerçekten sıkılmıştım. Ancak elinizde olmadan Bukre'nin dünyasına adım attıkça kitabın büyüsüne kapılıyorsunuz. Tavsiyem sıkılsanız da kitabı bırakmayın çünkü gerçekten çok iyi bir kitap. 

     Bukre'ye gelirsek aşk tarafından bir çok kez yaralanmış üniversite sınavına hazırlanan genç bir kız. 
     

     Selim ise çocukluktan beri Bukre ile yakın arkadaş olan ve onun yaralarını saran en yakın arkadaşı. 

     Bukre kitabın en başında sevgilisinden ayrılır ve gerçekten çok hüzünlüdür. Selim onu bu matem dolu havadan kurtarmak amacıyla bir kamp gezisine götürür. Ve orada Cem ile karşılaşırlar. 

     Cem şarkıcı olma isteğiyle yanıp tutuşan 28 yaşında uzun saçlı ve (kitaptaki tasviriyle) gözlerinin içi gülen gerçekten yakışıklı bir gençtir. Albüm çıkarmak gibi bir amacı vardır. 

     Bukre ve Cem fark etmeden birbirlerine çekilirler ve Selimle Bukre Cem'in amacını gerçekleştirmek için çalışırlar. 

     Cem hayallerine kavuşur, Selim kendine ait bir reklam şirketi kurar, Bukre ise İzmir'de bir üniversite kazanır. 

     Bir de Bukre'nin okul arkadaşı Rüya vardır. İlkokulda aynı sınıftadırlar ancak Rüya ve Bukre kesinlikle birbirinden farklı insanlardır. Buna rağmen kader onları bir şekilde bir araya getirir. Rüya'nın Bukre ile yaşadıkları gerçekten onu çok değiştirir. O şımarık zengin kızı gider yerine çok başka biri gelir.

     Cem'in şöhreti arttıkça yavaşça değişmeye başlar. Bukre uzaktadır. Bu Cem'in başka yollara kaymasına neden olur.  Bukre en başta düşündüğünde yarım da olsa haklı çıkmıştır. Yine acı çeken o'dur. Ama Cem açısından da işler pek farklı değilidir. Çünkü Bukre'yi gerçekten çok seviyorudur

     Ancak ne derler bilirsiniz. Her işte bir hayır vardır. İki karşılıklı plotonik aşık birbirini bulacak ve mutlu bir son yazacaklardır. 

     Hikaye bittikten sonra yazar kitabı kısa yazılar ile süslemiş ve kitabın sonunda bize bir süpriz yapıp iki plotoniğimizin çocuğu Emre'nin yaşamından ufak bir kesit vermiş.

     
     Kitapta gerçekten sinir olduğum şey kanka ayağı göt ayağına yatılmış olması. Galiba Türk toplumunda böyle bir anlayış var. Bir kız ve erkek yakın arkadaşlarsa sevgili olucaklar. Olmalıdırlar. Olmazlarsa kafaları kesilmelidir. Hiç farklı cins yakın arkadaş olur mu?  Bu düşünce o güzelim kitabın sonunu berbat eden tek şeydi. 



     Ayrıca dialogların çok uzun olması kitabın olumsuz yönlerinden biri.  Mesela Cem ile Bukre arasındaki Facebook veya e-mail konuşmaları o kadar uzun ki. Sadece bukrenin konuşmasının 3-4 sayfa olduğu mesajlar var. 

     Kitabın en başında belki çok beklentim yoktu ancak okudukça beklentilerim artmaya başlamıştı ve açıkçası hiç tahmin etmememle birlikte en istemediğim sonun olması gerçekten beni hayal kırıklığına uğrattı.

     Bu arada benim gibi kitabın sonunu okuyan meraklılar varsa kitabın sonuyla başının gerçekten hiçbir alakası yok :)))
  

                

 ALINTILAR


"Öyle sanıyorum ki Kuzu, eğer geçmişteki acıların karşılığı karşındaki insanlarda sonlanmıyorsa, o kişi benim mutluluğumun başlangıcı olamaz. Hayatıma girecek insanın beni sadece mutlu etmesi yetmez, geçmişteki acıları da bana unutturması gerekir. Yoksa bu başlangıç değil, geriye doğru görünmez bir kalemle silmektir içini karartan her şeyi... Ve bilirsin bir gün tekrar gün yüzüne çıkacağını onların." Sonra Selim'in yüzüne baktı Bukre. Yorumunu merak ediyordu.
     
     "Bence biraz büyük beklentiler yüklüyorsun aşka" diyerek söze başladı Selim. Bu yanıta biraz şaşırdı Bukre. Beklemiyordu... Devam etti Selim. "Sen senin gibi seven birini seviyorsun Kuşum. Kimse aynı sevmez, sevemez. Sen senin gibi seven birini bulduğunda gerçekten mutlu olabileceğini mi sanıyorsun? Mesela ben bir daha bana katlanamam. Senin gibi biriyle kavgaya tutuşman, kendinle kavga etmen olmuyor mu biraz da? Hani o birbiri için yaratılmış insanlar deyimi vardır ya... Hatta böyle birini bulduğunda mucizeler falan olacağı sanılır ya... Ben inanmam böyle şeylere. Birbiri için yaratılmış insanların birbirini bulmuş olmasının nasıl mucizevi bir yanı olabilir ki? Olması gereken olmuştur sadece. Bence asıl mucize birbiri için yaratılmamış insanların birbirine dönüşebilmesidir..."
(Sayfa 32-33. Bukre- Selim)


"Her gözyaşı yenilgi değildir Selim. İnsan bazen daha fazla dayanabilmek için ağlar."
(Sayfa 44. Bukre)


"Neyi anlatayım ki? Onlar rüzgardı işte.  Estiler ve gittiler. Ben onlara rüzgar adamlar diyorum"
(Sayfa 75. Bukre)




2 yorum:

  1. Bukre'yi bu sene okudum ama hiç beğenmedim :-( Dili bana çok abartılı geldi. Kitapta normal konuşan kimse yok. Bir yerden sonra bu tarz bir konuşma sıktı beni. Kitabın sonunu ben de hiç beğenmedim. İki arkadaşın sonradan birbirine aşık olması benim hoşuma giden bir konudur ama bu kitapta ikilinin arasında aşka dair hiçbir ipucu yoktu. Kardeş gibi gösterip sonrasında evlendirince benim de hoşuma gitmedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, haklısın dili biraz abartılıydı ama ben sevdim öyle olmasını ya. Ay bak aklıma geldi yine sinir oldum sonuna :/ :DD

      Sil

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...