"Karanlığın Kızı-Kelly Keaton" Kitap Yorumu

Kitap Adı: Karanlığın Kızı

Özgün Adı: Darkness Becomes Her

Seri Adı: God&Monsters (#1)
Kitap Yazarı: Kelly Keaton

Çevirmen Adı: Melis Özben

Sayfa Sayısı: 233

Yayınevi: DEX Yayınları

Arka  Kapak

Ari, yanlızlık ve kaybolmuşluk duygusunun önüne
geçemiyor bir türlü. Buz mavisi gözleri ve asla 
değiştiremediği ya da kazıyıp atamadığı gümüş renkli, uzun,
gür saçlarıyla hep dikkat çekiyor. Bakıcı ailelerin yanında 
geçen çocukluğunun ardından, nereden geldiği ve kim
olduğunu bulma isteğine karşı gelemiyor. 

Sorularına yanıt aramak için çıktığı yolculukta ona ışık 
tutan, uzun zaman önce ölmüş annesinden bir mesaj:
Kaç! Ari, birilerinin ya da bir şeylerin ona yaklaştığını 
hissediyor. Ama kimden kaçtığını ya da neyin onu takip 
ettiğini bilmeden kendini koruyabilmesi çok zor.

Bildiği tek bir şey var: Doğum yeri New 2'ye dönmesi
gerektiği. Kasırgaların vurduğu, New Orleans'ın yeniden 
kurulmuş hali olan New 2'nin yönetimi dokuz aileden 
elinde. Burası öyle sıradışı ki Ari'nin hiçbir farklılığı tuhaf
kaçmıyor. Ama karşılaştığı her canlı - ne kadar ölümcül ve
ürkütücü olursa olsun- ondan korkuyor.

Ari yanıtı bulana kadar durmayacak. Ama bazen gerçeklerin
ortaya çıkması da bir o kadar korkunç ve tehlikeli...

Fantastik kurguda dünyalar birbirine giriyor! ŞimşekHırsınızı ve Alacakaranlık severler, Karanlığın Kızı'nda 
karşılaşacakları birbirinden çekici karakterlerle bambaşka
bir dünyaya adım atacak ve bu dünyayı çok sevecekler.

Benim Yorumum

    Arka kapakta da dediği gibi bu dünyayı çok sevdim.Yazarın muhteşem bir hayal gücü var. Hiç ummadığım şekilde bitti kitap. Ana karakter Ari de güçlü ve mantıklıydı. Erkek karakter Sebastian gayet yakışıklı anlatılmıştı. Karakterlerin bir çoğu mükemmelleştirlmişti ama kendi içlerinde. New 2 dışında tamamen ucube olanlar New 2'de mükemmel olarak görülüyordu. Örneğin Ari, kendisi hiç tahmin etmediğim bir şey çıktı. 

    Üstte de dediğim gibi hayal gücü muhteşem ama kurgusu berbat. Aslında en başlarda güzeldi. Yazar fazla hızlı bir giriş yapsa da garipsemedim. Sonra Arı New 2'ye gitmeye karar verdi. Neden? Annesi ona kocaman kocaman "Kaç!" yazdığı için. A be kızım. Sende akıl yok mu? Bir insan ısrarla oraya gitme diyorsa bildiği bir şey vardır. Ne diye gidiyorsun ki? Tıpkı korku filmlerinde ki saçmalık. Bu saçmalıklar olmasa film olmaz ama. Aynı şey bu kitapta da var. Saçmalık olmazsa kitap olmaz. 

   Mükemmel konu, berbat kurgu. Bu konu başka bir yazarın elinde muhteşem bir kitaba dönüşebilirdi. Zaten 233 sayfaya o kadar olayı nasıl sığdırabilmiş anlayamadım. Bu da bir yetenek sanırım. Aslında yazarın kalemi biraz daha güçlü olsa, biraz daha detaya ve tasvire yer verilse bu konu bu kadarcık sayfaya sığmazdı, sığamazdı. 

   Her neyse. New 2 saçmalığını atlattık diyelim. (New 2 ile ilgili arka kapak yazısında zaten bilgi var bir daha detaya girmiyorum.) Ordaki saçmalıklar neydi? Bir defa sen Sebastian'la tartışırken nasıl birbirinize aşık oluverdiniz? Ne ara kavga ederken öpüşmeye başladınız siz ya?

  Hele konunun mitolojiye girmesi. Ne ara laneti araştırıyordun?  Ne ara lanet hakkında en ince detaya sahip oldun? Ne ara Tanrının biri ortaya çıktı? 5 sayfada mı?  

     
   Peki bu kitabın konusundan başka iyi yanı yok mu? Var, var. Mesela dialogları.Aralarında gerçekten hafiften gülümseten eğlenceli dialoglar var.Ufak tefek tatlı laf sokuşturmacalar.

"Çünkü egoları Everest'le yarışacak kadar büyük olur." (sf. 102)

    Sonu da çok ilginçti. Yazar aslında kitabın başından beri devamlı ipucu veriyordu ama vermiyordu da. Değişik işlemişti yazar. Son hem gözümüzün önündeydi hemde değildi. Ancak kesinlikle beklediğim bir son değildi. Güzel Şeytan'ı sırf bu kitabın sonu için okuyacağımı büyük ihtimalle. 
    İnşallah yazar ikinci kitapta bu kadar yetersiz olmaz.