22 Ağustos 2014 Cuma

"Ölümcül Kaçış-James Dashner" Kitap Yorumu




Kitap Adı: Labirent:Ölümcül Kaçış
Özgün Adı: The Maze Runner
Seri Adı: Maze Runner (#1)
Kitap Yazarı: James Dashner
Çevirmen Adı: Gizem Yeşildal
Sayfa Sayısı: 406
Yayınevi: Pegasus Yayınları


Arka Kapak

Hatırla.
Hayatta kal.
Koş.

Thomas bir asansörde uyandığında hatırlayabildiği tek şey ismidir.
Ailesi, evi veya oraya nasıl geldiği hakkında hiçbir fikri yoktur.
Asansörün kapıları açıldığındaysa kendini Kayran isimli, devasa taş duvarlarla
çevrili geniş bir alanda ve burada yaşayan çocukların arasında bulur.
Tıpkı Thomas gibi Kayranlılar da oraya neden ve nasıl geldiklerini 
bilmemektedir.  Tek bildikleri çevrelerini saran labirente çıkan
taş kapıların her sabah açılıp her akşam kapandığı ve otuz günde bir 
aralarına yeni bir çocuk katıldığıdır. Kimse Kayran'da kalmak istemese de 
kurtulmak imkansız görünmektedir. Yine de Thomas'ın içinde bir his, çıkış
yolu bulabileceğini söylemektedir. Ama bunun için zihninin derinlerinde yatan 
sırları açığa çıkararak labirentin gizemini çözmesi gerekecektir...

"Açlık Oyunları gibi distopik hikayeleri sevenler Thomas'la birlikte
Kayran'da maceraya sürüklenecekler."
-School Library Journal

"Dashner gizemli, kışkırtıcı ve
sürükleyici bir romanla karşımızda."
-Barnes&Noble



Benim Yorumum


   Adım Thomas, diye düşündü.
   Bu...bu, hayatıyla ilgili hatırlayabildiği tek şeydi.

   Kitabın en iyi yönlerinden şüphesiz kurgulanan dünya. 
   Yazar o dünyayı anlatmak için kareleri kullanmıştı. Büyükçe bir kare çizin ve onu üçer sıra yatay, üçer sıra dikey olmak üzere 9 eş parçaya bölüm. Tıpkı bir SOS oyunu gibi.Tam ortadaki kare Kayran, etrafı ise labirent. 
    Kitabın konusunu okurken labirent ,labirent denince aklıma direk gazetelerdeki bulmacalar geldi. Bir yuvarlak devamlı çıkmaz sokaklar ve ulaşılması gereken bir çıkış. Aklıma bu kadar ustaca bir kurgu gelmemişti.
    Ama hafıza kaybı çok iyi hissettirilmemişti. O kadar da hafıza kaybı yaşayan bir çocuğun etrafında dönen maceralı, heyecan dolu hikayeyi okuyor gibi değilde; bir çocuğun etrafında dönen maceralı, heyecan dolu hikayeyi okuyor gibiydi. Belki ilk bir-iki bölümde yansıtılmıştı ama daha sonra bu tamamen geri plana atıldı. Ufak tefek bahisler geçiyordu. Arka kapağın ilk kelimesi "Hatırla" olunca daha büyük yer verilmesini beklemiştim. 
    Kitapta bir kaç klişe vardı. Ama bunlar spoilderlik o yüzden spoilder başlığı altında bahsedeceğim.

Spoilder
   Sevgili yazarlar, neden yardımcı karakterlere işkence edip, öldürmekten zevk alıyorsunuz? Neden ha neden? Neden hepsi saçma sapan bir amaç uğruna ölüyor? Neden hepsi ana karakteri kurtarmak uğruna saçma sapan hareketler sergileyip kendini kuşun önüne atıyor! Sevgili James, lütfen söyle neden saçma sapan bir harekette bulunup Chuck'u öldürdün!!!!!!!!!!!!!!!! Aile, yatak,anne, baş ucu masalı falan derken bir baktım çocuk ölmüş. Neyse ki Thomas vicdan azabı çekti de ettiğim küfürlerin derecesi düştü.
Spoilder sonu

     Her neyse. Bu Kayran denilen yere her ay düzenli olarak erzak ve 1 çocuk gönderiliyor. Gönderenlere de yaratıcı diyorlar. Onları garip bir şeylerle izliyorlar. Bir türlü gözümde canlandıramadım o şeyleri. Yaratıcılar hayatta kalmaları için yardım ediyor ve Kayranlılar da aralarında iş bölümü yapıp 2 yıl boyunca hayatta kalıyorlar. Evet en eskileri 2 yıl önce gelmiş.
    Tabi Kayranlılar hayatlarının sonuna kadar orada kalmak istemiyorlar bu yüzden Koşucular her gün labirentin kapıları açılıp Izdırap Verenler (kendileri sadece gece ortaya çıkıyor ve tehlikeli bir sürü iğnesinin yanında çok iğrenç ve korkutucu görünüme sahip olan yaratıklardır.) gittiğinde çıkış yolu bulabilmek için labirentte koşturup duruyorlar. Eğer gece olup, kapılar kapanmadan önce Kayran'a girmeyi başaramazlarsa vay hallerine çünkü Izdırap Verenler ortaya çıkıyor. Ve geceyi labirentte geçirip de hayatta kalan kimse olmamış. 
    Ama Thomas'ın gelmesiyle işler değişiyor, karışıklaşıyor, umut ışıkları yanıyor. 
   Tabi ki kitap bu kadar basit değil. Harika bir dünya oluşturulmuş. Karakterlere çok ısınamasam da karakterler şeydi. Sanırım karakterler için kelime dağarcığımda yeterli kelime yok. Okuyup görün. Karakterlere ısınamıyorsunuz ama değişik bişi işte vazgeçemiyorsunuz. Bir şey oldu mu cidden içi sızlıyor adamın. Sanırım bunun nedeni karakterlerin tek düze olmayışı ya da yaşanılan her şeyi "He,ok ya" deyip kabul etmemeleri. Ya da her ikisi birden. 

    Bir de kitabın sonu var ya dehşet bir şey. Kitabın tamamına heyecan havası hakim ama o son var ya o son öyle böyle bir son değil. Karanlığın Kızı gibi şaşırtıcı "Ha?" dedirten türden. Ama o şeyler var ya hani spoilder sayıldığı için söyleyemediğim insanlar. -Edilebilecek tüm küfürler edildi. Siz nasıl pislik bir şeysiniz ya. 
  
   Son olarak kitabın filmi çıkıyor. Duymayan kalmadı sanırım ama yine de söyleyim. Fragmanda kitapta olmayan bir sahneye denk geldim. Thomas'ın suyun içine düşme sahnesi. Ya da çamurun. Kurguyu bozmayaydınız keşke ya. Neyse Dylan O'Brien oynuyo. O film izlenmez de n'apılır?






2 yorum:

  1. Bu kitabı okumadım.O yüzden spoiler kısımları hemencecik geçtim.Dediğin gibi filmini merakla bekliyorum.Başrol oyuncusu Dylan iken nasıl izlenmez :)

    YanıtlaSil

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...