"Tutku-Lauren Kate" Kitap Yorumu

Kitap Adı: Tutku

Özgün Adı: Passion
Seri Adı: Düşüş Serisi

Kitap Yazarı: Lauren Kate

Çevirmen Adı: Kübra Tekneci

Sayfa Sayısı: 373

Yayınevi: Epsilon Yayınları

Arka Kapak

YÜZYILLAR ARASINDA SAVRULAN TUTKU,
DÜŞÜŞ SERİSİNİN HAYRANLARINI KESİNLİKLE 
HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMAYACAK...

Luce, Daniel için canını verirdi.

Vermişti de. Hem de birçok kez. Zaman içerisinde, her defasında birbirlerinden kopmak zorunda kalacaklarını bilseler de Luce ve Daniel birbirlerini bulmaya devam etmişlerdi: Luce ölüyor, Daniel ise kalbi kırık bir halde tek başına kalıyordu. Fakat belki de bu şekilde olmak zorunda değildi...

Luce geçmiş yaşamlarında bir şeyin -ya da birinin- yardımcı olabileceğine emindir. Bu nedenle bu hayatının en önemli yolculuğuna çıkar... Daniel ile olan aşkına bizzat tanık olmak ve aşklarını sonsuz kılacak yolu bulmak için kendi geçmişine gider.

Cam, melekler ordusu ve Sürgünler, çaresiz bir şekilde Luce'u yakalamaya çalışmaktadır, fakat hiçbiri Daniel kadar çılgına dönmemiştir. Luce'la paylaştıkları geçmiş boyunca onu takip eden Daniel, Luce'un tarihi değiştirmesi halinde olabileceklerden korkmaktadır.

Çünkü asırlar boyunca süren sevgileri sonsuza dek alevlerin arasına hapsolabilir.

Benim Yorumum

   Üç-beş eksiği olmasa aşık olunacak kitap dediğim bu işte.

   Peki bu üç-beş eksik ne? Aslında tam olarak eksin denilemez. Tam anlamıyla bir sorun. Sorun ne mi? Luce'un beynini duyurucuların birinde kaybetmesi. Bir insan bu kadar mı düşüncesiz olur? İnsanın idrak etme kabiliyeti bu kadar mı düşük olur? Kafayı sıyırma noktasına geldim cidden. Ama sonunda biri beynini Luce'a geri vermeyi düşündü de gerçeği anladı.

 "Bazı insanlar tüm hayatlarını böyle bir aşkı arayarak geçiriyordu.

Luce ise buna sahipti."

 İşte Luce'un beyninin olduğunun kanıtı. Bir yerlerde Daniel'in işinin zor olduğunu da kabul etmişti. Onu not almayı unutmuşum :(

 Luce'nin ergen tirpleri geçince kitap daha güzel bir hal aldı. Daneil'e kanım ısındı. (Neymiş asla asla demiycekmişsin.) Adamın o kadar acı çektiğini görünce bir garip oldum acıdım adama. Ayrıca kitapta onun bölümleri de vardı. Luce'u ararken yaşadıkları falan. 

 Ama kitabı sevmemi sağlayan unsur bu değil. Böyle anlatamam yani merakım giderilince içim içime sığmadı. O derece mutlu oldum. Kitabı sevmemin nedeni kesinlikle sonuydu.

  Luce ikinci kitabın sonunda duyurucunun tekine atlayıp herkesi arkasında ağzı bir karış açık şekilde bırakmıştı. Sonra hepsi kendine gelip Luce'yi aramaya başlıyorlar. Miles, Shelby, Daniel, Cam, Molly... Luce bir duyurucudan bir duyurucuya, Daniel bir duyurucudan bir duyurucuya  böyle Rusya'ya, İngiltere'ye, Çin'e oraya buraya, şu zaman bu zamana gidiyor ve ops... başı belaya giriyor. Sonra da lanet hakkında o kadar çok şey öğreniyorsunuz ki böyle kitabı al bağrına bas, etrafta mal mal taklalar at, tüm gün sırıt. Sanırım kitabın neresini sevdiğimi anladınız :DD

  Kitap özet olarak böyle. Düşüncelerim de öyle. Dili de iyiydi. Çevirmen de iyi çevirmişti. Başları bu kadar sıkıcı olmasa ve Luce bu kadar salak davranmasa beşlik kitap işte. O üç-beş eksik bunlar.